12 Mayıs 2010 Çarşamba

ÇOCUKTUM


Küçük elleri,küçük ayakları olan bir çocuk.

Kötülükle tanışmamıştım henüz.Bir gün bahçemizde aylak aylak gezerken.otların arasında parlayan bir şey gördüm.İyice görebilmek için çömeldim.Ellerimle araladım parlaklığı sarmalayan yeşil otları.Bu bir mavi renkli misketti.Abiminde böyle misketleri vardı.Hazinesiydi onun .Cam bir kavanozda saklardı onları.Dokunmam yasak.Oynamam yasak.

Şimdi ise bir misket bulmuştum.hemde mavi renkli.Elime aldım.güneşe doğru tuttum.Ne de güzel parlıyordu.İçinde bulutlar vardı.İçinde kuşlar vardı.Beyaz kanatlı.İçinde ben vardım mavi saçlı.Ben mavi misketimi çok sevdim.Bir hazine gibi sakladım.gizledim..Yalnız kaldığım zamanlarda güneşe tutar ,içindeki kuşları izlerdim.

Bu küçük bir çocuk için ne büyük bir mutluluktu.



Yine bir gün güneş ,ben,misketim ve kuşlar beraberdik.Ben hayallere dalmıştım ki koca bir el hızla aldı küçük ellerimin arasından sevdiğimi..Bir hışımla yere koyup tuzla buz etti bir taş altında.Küçük bir çocuğu ağlatmanın zevkini yaşamak isteyen ,boyu benden büyük,elleri benden büyük,ayakları benden büyük bir çocuktu bunu yapan.

Ama ben ağlamadım.

Nereden bilebilirdi ki yüreği kara olan biri ,mavi misketin içinden çıkıp gökyüzüne kanat çırpan ,beyaz kuşların sevincine ortak olduğumu.Ve ona göre aptalca gökyüzüne bakıp gülümsememin sebebini nereden bilebilirdi ki?


3 yorum:

  1. icindeki cocuk,umut, maviye olan aşk hic ölmesin braaa....umud adamısın sen. yüreği kara olanlar anlayamaz/bilemez seni.

    YanıtlaSil
  2. braaaaaaaa canın yiyem. :)))

    YanıtlaSil
  3. Braaaa canın yiyemmm :)))

    YanıtlaSil